7 Aralık 2015 Pazartesi

Dijital Çağda Eğitim

1. Giriş

Dijital teknolojilerin yaşamımıza izin beklemeden girdikleri bir çağ bu. Günlük eylemlerimizin neredeyse tamamı 10 sene öncekinden farklı bir şekilde gerçekleşmekte. Mobil gereçler ile sürekli biçimde internete bağlı olmak, hem yakın çevremizle, hem bütün bir dünya ile kurduğumuz ilişkileri kökten değiştirmekte. Sanal dünyada gerçek alış veriş yapılıyor, gazete ve dergiler dijital olarak okuyucularına ulaşıyor. Dijital dönüşüm hızlanarak sürmekte. 2025 yılında dünya çapında 50 milyar gerecin (şey/thing) birbirine bağlanmış olacağı ön görülüyor. Şeylerin interneti (internet of things / IOT) denilen gelişme şimdiden başlamış durumda. Giyilebilir gereçlerden, akıllı arabalardan bahsediyoruz. Arabamızın garaja yaklaşması ile, ısıtma sistemlerinin çalışmaya başlayacağı, kahve makinasının taze bir kahve hazırlamak için harekete geçeceği bir çağ gelmekte.

Eğitim yaşamının bu gelişmelerden etkilenmemesi olası değil. Dijital çağ, daha önceki dönemlerde kıymetli olan meslek sahibi olmayı önemsiz kılmıyor ama salt bu amaca dönük çabanın yetersiz kalacağı bir geleceği ima ediyor. Yetişmekte olan yeni kuşakların kariyerleri boyunca ortalama altı meslek (iş yeri, pozisyon değil meslek) değiştirecekleri ön görülüyor. Meslek edindirmeyi önceleyen eğitim amaçlarımızın gözden geçirilme zamanı geldi, geçiyor.

Dijital dünyaya hazırlayacağımız çocuklarımızın, gençlerimizin, dijital okur yazarlıklarının yükseltilmesi, eğitim emeğinin rasyonel kullanımını zorunlu kılmakta. Öğretmenin hem bir rol model olarak, hem yol gösterici olarak önemi artmakta. Kadim dünyanın “tartışılamaz” az sayıda ki kaynağına dayalı eğitim çabası artık yerini namütenahi ancak tartışılabilir kaynağa bırakmış durumda. Muazzam bilgi yığını içinden değerli olanı seçebilmek, sunulanı başka referanslar ile karşılaştırıp, doğrulamak ya da yanlışlamak, hiç olmadığı kadar gerekli. Öğretmen, doğruları vaz eden otorite konumundan, doğrulara giden yolların kapısını gösteren kişi olmaya evriliyor. Bu kapıların hepsi değilse dahi pek çoğu dijital yollara açılmakta.

Eğitim emeğinin rasyonel kullanımı ve yaklaşan yeni çağ için gerekli becerilerle donanmış kuşaklar yetiştirme sorumluluğu eğitim alanında dijital teknolojilerin kullanımını zorunlu kılmakta. Yazının devamında bu alanda ki kimi çözümleri tartışmaya çalışacağım.


2. Eğitimde Dijital Teknoloji Kullanımı

Sınıf içinde teknoloji kullanımı eğitim çabası ortaya çıktığından bu yana var. Antik Yunan akademisi içinde bahçede yapılan yürüyüşler boyu verilen eğitim çabasında bile. Diyalektik denilen, tartışmaya, zıtlıkları bulup, onları gideren bir sonuca varmayı hedefleyen yöntemin kendisi bir teknoloji. Elle tutulup, gözle görülen bir şey olmamasına karşın, bu gün batı medeniyeti dediğimiz şeyin kendisi bu antik teknolojinin bir ürünü. Daha yakın dönemlerde kullanageldiğimiz sıra, masa, sandalyeden başlayıp, tahta, tebeşir, gönye, pergel, harita gibi pek çok teknolojik araca sahibiz. Ders kitapları, defter kalem, kırtasiye gereçleri de var.

Dijital çağ, sınıf içinde kullanabileceğimiz pek çok gereci sunmakta. Öğretmenin kullandığı bilgisayar, bu bilgisayar ekranının perdeye yansıtılması ile, geleneksel tahta kullanımının yeni bir forma kavuşması mümkün. Hatta salt bu amaç için geliştirilmiş, geniş ve yüksek çözünürlüklü akıllı tahtalar bulunmakta. Bu teknoloji ile ilk seviye eğitim kurumlarımızın epeyi bir kısmı Fatih projesi kapsamında tanışmış durumda. Öğrencilerin sınıf içinde kullanabilecekleri bir bilgisayara sahip olmaları, öğretmenin anlattıklarını kendi ekranlarında izleyebilmeleri bir diğer imkan. Gene öğrencilerin bilgisayar yerine tablet kullanarak benzer bir ders izleme sürecini takip etmeleri mümkün. Fatih projesi ile bu yönde de adımlar atılmış durumda. Eksikliklerine karşın, proje, edinilen tecrübeler ışığında yürütülmeli, genişletilmeli.

Sınıf içinde öğretmen-öğrenci etkileşimini dijital ortamda sağlamak üzere geliştirilmiş yazılım çözümlerinden biri de NetSupport School. Bu yazılım ile öğretmen öğrencilerin ekranlarını izleyebilmekte, kendi ekranını öğrencilere gönderebilmekte, sınavlar hazırlayıp, gerçekleştirebilmekte. NetSupport School, sınıf içinde öğretmen/öğrenci etkileşiminin bütün yönleri düşünülerek geliştirilmiş. Öğrenci, sorularını kendi bilgisayarı üstünden sorabilmekte, öğretmen soruları bütün sınıfa ya da yalnızca soran öğrenciye yanıtlayabilmekte. Öğretmen, kendi makinasından öğrencilerin makinalarına dosya gönderimi yapabilmekte, öğrencilerin makinasında programları çalıştırabilmekte. Öğretmen isterse, öğrencilerin dikkatini kendilerine vermelerini sağlamak amacıyla, öğrencilerin ekranlarını karartabilmekte.

NetSupport School yazılımı ile, öğrenci makinalarında ancak izin verilen programların çalışması sağlanabilmekte. Gene istenirse izlenilebilecek web siteleri belirlenebilmekte. NetSupport School, sınıf içinde eğitim amacıyla kullanıldığı gibi, uzaktan eğitim amacıyla da kullanılabilecek özelliklere sahip. Bu durumda öğretmen, vereceği dersin saatini ve konusunu duyuruyor, öğrenciler, yurttan, kütüphaneden, evlerinden o saatte derse kaydolup dersi izleyebiliyorlar. Sınıf içinde olduğu gibi, uzaktan eğitimde de öğretmen yukarıda anlatılan işlevleri yerine getirebiliyor. Esasen sınıf içi yerel ağ ortamında çalışmak üzere geliştirilmiş olmasına karşın, uzaktan erişim imkanları ile internet bağlantısının olduğu her yerden derse bağlanabilmeyi olanaklı kılıyor.

NetSupport School yazılımı ülkemizde de bilinen ve yaygın olarak kullanılan bir ürün. Pek çok orta ve yüksek öğrenim kurumunda NetSupport School kullanılmakta. Fatih projesi kapsamında okullara dağıtılan akıllı tahtaların içinde de, NetSupport School yazılımı yüklü gelmekte ancak tek kullanıcı lisansı ile geldiği için, etkin biçimde kullanılabilmesi için ek lisanslar alınması gerekiyor.


3. Eğitimde Dijital Teknoloji Kullanımı İçin Zorunluluk: Eğitim İçeriği Geliştirme

Eğitimde kullanılacak teknolojinin kendisinden daha önemli olan zorunluluk ise eğitim içeriğinin geliştirilmesi. Bu olmaksızın ne kadar ileri teknolojiler kullanılırsa kullanılsın, beklenen faydanın alınabilmesi mümkün değil. Maalesef içerik geliştirme, bütün sürecin en çok emek, yatırım, katılım isteyen kısmı. Ders kitaplarında olduğuna benzer şekilde bir içerik hazırlama sektörü oluşmuş değil. Kaldı ki, böylesi bir sektörün oluşması ve olgunlaşması dahi alınması gereken yolun ancak yarısı. Dijital teknoloji, namütenahi içeriğin hazırlanmasını ve bunun sürekli tarzda yenilenmesini, zenginleştirilmesini gerektiriyor. Bu ise, eğitimcilerin geniş ölçekli katılımı ile yapılabilir durumda. Anılan görevin üstesinden gelebilmek için, eğitimcilerin ve dijital teknoloji uzmanlarının birlikte çalışmasına, iki tarafın bir birinin dilinden anlar hale gelmesine ihtiyaç bulunmakta. Açıkçası bu uzun bir süreçtir. Uzun olması, hemen başlanılması gerektiğini de ima ediyor.

Eğitim içeriğinin dijital olarak hazırlanması için pek çok yöntem bulunmasına karşın, bu gün, hem ortak bir format olması, platformlardan bağımsızlığı nedeniyle, zengin html sayfaları kullanımı popüler hale gelmekte. Esasen salt eğitim alanında değil ama hemen bütün alanlarda içerik oluşturmada aynı yönelimde.

HTML içerik geliştirme denildiğinde bu gün HTML5, JavaScript ve CSS kullanımı anlaşılmakta. Bu üçlü, salt statik içerik için değil ama aynı zamanda dinamik içeriğe sahip web uygulamalarının da altında yatan teknoloji. Bu teknoloji tabletler ve telefonlar için geliştirilen (mobil) uygulamalarında en çok kullanılan geliştirme yöntemi.

İçerik geliştirme sonuç aldıkça, üretilen içeriğin yönetilmesi, amaca uygun biçimde sunulması önem kazanmakta. İçerik yönetim sistemleri (Content Management System CMS) bu noktada devreye girmekte. İçeriğin, özgünleştirilmiş kullanıcı deneyimleri sunacak tarzda sunulması, kolaylıkla yeni içerik eklenmesi kadar, var olan içeriğin değiştirilmesi, genişletilmesi amacıyla CMS kullanılmakta. Telerik Sitefinity, içerik yönetimi alanında zengin imkanlar sunan bir ürün. Birden çok editörün aynı anda (kendi sorumluluk sahaları içinde) içeriğe katkıda bulunmaları, sahadan gelen kullanıcı deneyimlerine göre sunumu yeniden şekillendirebilmelerine olanak tanıyor.


4. Son Söz:

Eğitim alanında ki emeğin verimli kullanımı, geçmiş üretimlerin değerlendirilebilmesi, öğrencilerin eğitim içeriğine sınırsız erişimi için, eğitim çabasında dijital teknolojilerin kullanımının önemi açık. Ülkemiz gibi, genç nüfusa sahip, eğitim ihtiyacı katlanarak büyüyen, bu alanda ki yatırımlarından hızlı sonuçlar almaya zorunlu toplumlar için, bu konu gerçekten yaşamsal önemde.

Türkiye, eğitim alanında kendine has ve çok başarılı olmuş projelere sahip. Açık öğretim, uzaktan eğitim alanında pek çok mütekabil ülkeye göre çok ilerde tecrübeler edinmiş durumda. Bu alanda ki deneyimlerin ileriye taşınabilmesi, yerel ölçekte projeler ile zenginleşebilmesi pek ala mümkün. Gereken ise, bu alanda vizyon sahibi, girişimci eğitim liderleri.

1 yorum:

  1. Güzel bir anlatım olmuş.
    Silikon vadisindeki yöneticilerin çocuklarına teknolojisiz eğitim verilmesi konusunu hiç incelediniz mi? Dijital dünyanın tepesindeki kişiler bunlar...
    Bana bayağı ilginç gelmişti...

    YanıtlaSil