1.
Giriş
Dijital
teknolojilerin yaşamımıza izin beklemeden girdikleri bir çağ bu.
Günlük eylemlerimizin neredeyse tamamı 10 sene öncekinden farklı
bir şekilde gerçekleşmekte. Mobil gereçler ile sürekli biçimde
internete bağlı olmak, hem yakın çevremizle, hem bütün bir
dünya ile kurduğumuz ilişkileri kökten değiştirmekte. Sanal
dünyada gerçek alış veriş yapılıyor, gazete ve dergiler
dijital olarak okuyucularına ulaşıyor. Dijital dönüşüm
hızlanarak sürmekte. 2025 yılında dünya çapında 50 milyar
gerecin (şey/thing) birbirine bağlanmış olacağı ön görülüyor.
Şeylerin interneti (internet of things / IOT) denilen gelişme
şimdiden başlamış durumda. Giyilebilir gereçlerden, akıllı
arabalardan bahsediyoruz. Arabamızın garaja yaklaşması ile,
ısıtma sistemlerinin çalışmaya başlayacağı, kahve makinasının
taze bir kahve hazırlamak için harekete geçeceği bir çağ
gelmekte.
Eğitim yaşamının bu gelişmelerden etkilenmemesi olası değil. Dijital çağ, daha önceki dönemlerde kıymetli olan meslek sahibi olmayı önemsiz kılmıyor ama salt bu amaca dönük çabanın yetersiz kalacağı bir geleceği ima ediyor. Yetişmekte olan yeni kuşakların kariyerleri boyunca ortalama altı meslek (iş yeri, pozisyon değil meslek) değiştirecekleri ön görülüyor. Meslek edindirmeyi önceleyen eğitim amaçlarımızın gözden geçirilme zamanı geldi, geçiyor.
Eğitim yaşamının bu gelişmelerden etkilenmemesi olası değil. Dijital çağ, daha önceki dönemlerde kıymetli olan meslek sahibi olmayı önemsiz kılmıyor ama salt bu amaca dönük çabanın yetersiz kalacağı bir geleceği ima ediyor. Yetişmekte olan yeni kuşakların kariyerleri boyunca ortalama altı meslek (iş yeri, pozisyon değil meslek) değiştirecekleri ön görülüyor. Meslek edindirmeyi önceleyen eğitim amaçlarımızın gözden geçirilme zamanı geldi, geçiyor.
Dijital
dünyaya hazırlayacağımız çocuklarımızın, gençlerimizin,
dijital okur yazarlıklarının yükseltilmesi, eğitim emeğinin
rasyonel kullanımını zorunlu kılmakta. Öğretmenin hem bir rol
model olarak, hem yol gösterici olarak önemi artmakta. Kadim
dünyanın “tartışılamaz” az sayıda ki kaynağına dayalı
eğitim çabası artık yerini namütenahi ancak tartışılabilir
kaynağa bırakmış durumda. Muazzam bilgi yığını içinden
değerli olanı seçebilmek, sunulanı başka referanslar ile
karşılaştırıp, doğrulamak ya da yanlışlamak, hiç olmadığı
kadar gerekli. Öğretmen, doğruları vaz eden otorite konumundan,
doğrulara giden yolların kapısını gösteren kişi olmaya
evriliyor. Bu kapıların hepsi değilse dahi pek çoğu dijital
yollara açılmakta.
Eğitim emeğinin rasyonel kullanımı ve yaklaşan yeni çağ için gerekli becerilerle donanmış kuşaklar yetiştirme sorumluluğu eğitim alanında dijital teknolojilerin kullanımını zorunlu kılmakta. Yazının devamında bu alanda ki kimi çözümleri tartışmaya çalışacağım.
Eğitim emeğinin rasyonel kullanımı ve yaklaşan yeni çağ için gerekli becerilerle donanmış kuşaklar yetiştirme sorumluluğu eğitim alanında dijital teknolojilerin kullanımını zorunlu kılmakta. Yazının devamında bu alanda ki kimi çözümleri tartışmaya çalışacağım.
2.
Eğitimde Dijital Teknoloji Kullanımı
Sınıf içinde teknoloji kullanımı eğitim çabası ortaya çıktığından bu yana var. Antik Yunan akademisi içinde bahçede yapılan yürüyüşler boyu verilen eğitim çabasında bile. Diyalektik denilen, tartışmaya, zıtlıkları bulup, onları gideren bir sonuca varmayı hedefleyen yöntemin kendisi bir teknoloji. Elle tutulup, gözle görülen bir şey olmamasına karşın, bu gün batı medeniyeti dediğimiz şeyin kendisi bu antik teknolojinin bir ürünü. Daha yakın dönemlerde kullanageldiğimiz sıra, masa, sandalyeden başlayıp, tahta, tebeşir, gönye, pergel, harita gibi pek çok teknolojik araca sahibiz. Ders kitapları, defter kalem, kırtasiye gereçleri de var.
Dijital çağ, sınıf içinde kullanabileceğimiz pek çok gereci sunmakta. Öğretmenin kullandığı bilgisayar, bu bilgisayar ekranının perdeye yansıtılması ile, geleneksel tahta kullanımının yeni bir forma kavuşması mümkün. Hatta salt bu amaç için geliştirilmiş, geniş ve yüksek çözünürlüklü akıllı tahtalar bulunmakta. Bu teknoloji ile ilk seviye eğitim kurumlarımızın epeyi bir kısmı Fatih projesi kapsamında tanışmış durumda. Öğrencilerin sınıf içinde kullanabilecekleri bir bilgisayara sahip olmaları, öğretmenin anlattıklarını kendi ekranlarında izleyebilmeleri bir diğer imkan. Gene öğrencilerin bilgisayar yerine tablet kullanarak benzer bir ders izleme sürecini takip etmeleri mümkün. Fatih projesi ile bu yönde de adımlar atılmış durumda. Eksikliklerine karşın, proje, edinilen tecrübeler ışığında yürütülmeli, genişletilmeli.
Sınıf
içinde öğretmen-öğrenci etkileşimini dijital ortamda sağlamak
üzere geliştirilmiş yazılım çözümlerinden biri de NetSupport
School. Bu yazılım ile öğretmen öğrencilerin ekranlarını
izleyebilmekte, kendi ekranını öğrencilere gönderebilmekte,
sınavlar hazırlayıp, gerçekleştirebilmekte. NetSupport School,
sınıf içinde öğretmen/öğrenci etkileşiminin bütün yönleri
düşünülerek geliştirilmiş. Öğrenci, sorularını kendi
bilgisayarı üstünden sorabilmekte, öğretmen soruları bütün
sınıfa ya da yalnızca soran öğrenciye yanıtlayabilmekte.
Öğretmen, kendi makinasından öğrencilerin makinalarına dosya
gönderimi yapabilmekte, öğrencilerin makinasında programları
çalıştırabilmekte. Öğretmen isterse, öğrencilerin dikkatini
kendilerine vermelerini sağlamak amacıyla, öğrencilerin
ekranlarını karartabilmekte.
NetSupport School yazılımı ile, öğrenci makinalarında ancak izin verilen programların çalışması sağlanabilmekte. Gene istenirse izlenilebilecek web siteleri belirlenebilmekte. NetSupport School, sınıf içinde eğitim amacıyla kullanıldığı gibi, uzaktan eğitim amacıyla da kullanılabilecek özelliklere sahip. Bu durumda öğretmen, vereceği dersin saatini ve konusunu duyuruyor, öğrenciler, yurttan, kütüphaneden, evlerinden o saatte derse kaydolup dersi izleyebiliyorlar. Sınıf içinde olduğu gibi, uzaktan eğitimde de öğretmen yukarıda anlatılan işlevleri yerine getirebiliyor. Esasen sınıf içi yerel ağ ortamında çalışmak üzere geliştirilmiş olmasına karşın, uzaktan erişim imkanları ile internet bağlantısının olduğu her yerden derse bağlanabilmeyi olanaklı kılıyor.
NetSupport School yazılımı ülkemizde de bilinen ve yaygın olarak kullanılan bir ürün. Pek çok orta ve yüksek öğrenim kurumunda NetSupport School kullanılmakta. Fatih projesi kapsamında okullara dağıtılan akıllı tahtaların içinde de, NetSupport School yazılımı yüklü gelmekte ancak tek kullanıcı lisansı ile geldiği için, etkin biçimde kullanılabilmesi için ek lisanslar alınması gerekiyor.
NetSupport School yazılımı ile, öğrenci makinalarında ancak izin verilen programların çalışması sağlanabilmekte. Gene istenirse izlenilebilecek web siteleri belirlenebilmekte. NetSupport School, sınıf içinde eğitim amacıyla kullanıldığı gibi, uzaktan eğitim amacıyla da kullanılabilecek özelliklere sahip. Bu durumda öğretmen, vereceği dersin saatini ve konusunu duyuruyor, öğrenciler, yurttan, kütüphaneden, evlerinden o saatte derse kaydolup dersi izleyebiliyorlar. Sınıf içinde olduğu gibi, uzaktan eğitimde de öğretmen yukarıda anlatılan işlevleri yerine getirebiliyor. Esasen sınıf içi yerel ağ ortamında çalışmak üzere geliştirilmiş olmasına karşın, uzaktan erişim imkanları ile internet bağlantısının olduğu her yerden derse bağlanabilmeyi olanaklı kılıyor.
NetSupport School yazılımı ülkemizde de bilinen ve yaygın olarak kullanılan bir ürün. Pek çok orta ve yüksek öğrenim kurumunda NetSupport School kullanılmakta. Fatih projesi kapsamında okullara dağıtılan akıllı tahtaların içinde de, NetSupport School yazılımı yüklü gelmekte ancak tek kullanıcı lisansı ile geldiği için, etkin biçimde kullanılabilmesi için ek lisanslar alınması gerekiyor.
3.
Eğitimde Dijital Teknoloji Kullanımı İçin Zorunluluk: Eğitim
İçeriği Geliştirme
Eğitimde
kullanılacak teknolojinin kendisinden daha önemli olan zorunluluk
ise eğitim içeriğinin geliştirilmesi. Bu olmaksızın ne kadar
ileri teknolojiler kullanılırsa kullanılsın, beklenen faydanın
alınabilmesi mümkün değil. Maalesef içerik geliştirme, bütün
sürecin en çok emek, yatırım, katılım isteyen kısmı. Ders
kitaplarında olduğuna benzer şekilde bir içerik hazırlama
sektörü oluşmuş değil. Kaldı ki, böylesi bir sektörün
oluşması ve olgunlaşması dahi alınması gereken yolun ancak
yarısı. Dijital teknoloji, namütenahi içeriğin hazırlanmasını
ve bunun sürekli tarzda yenilenmesini, zenginleştirilmesini
gerektiriyor. Bu ise, eğitimcilerin geniş ölçekli katılımı ile
yapılabilir durumda. Anılan görevin üstesinden gelebilmek için,
eğitimcilerin ve dijital teknoloji uzmanlarının birlikte
çalışmasına, iki tarafın bir birinin dilinden anlar hale
gelmesine ihtiyaç bulunmakta. Açıkçası bu uzun bir süreçtir.
Uzun olması, hemen başlanılması gerektiğini de ima
ediyor.
Eğitim içeriğinin dijital olarak hazırlanması için pek çok yöntem bulunmasına karşın, bu gün, hem ortak bir format olması, platformlardan bağımsızlığı nedeniyle, zengin html sayfaları kullanımı popüler hale gelmekte. Esasen salt eğitim alanında değil ama hemen bütün alanlarda içerik oluşturmada aynı yönelimde.
HTML içerik geliştirme denildiğinde bu gün HTML5, JavaScript ve CSS kullanımı anlaşılmakta. Bu üçlü, salt statik içerik için değil ama aynı zamanda dinamik içeriğe sahip web uygulamalarının da altında yatan teknoloji. Bu teknoloji tabletler ve telefonlar için geliştirilen (mobil) uygulamalarında en çok kullanılan geliştirme yöntemi.
Eğitim içeriğinin dijital olarak hazırlanması için pek çok yöntem bulunmasına karşın, bu gün, hem ortak bir format olması, platformlardan bağımsızlığı nedeniyle, zengin html sayfaları kullanımı popüler hale gelmekte. Esasen salt eğitim alanında değil ama hemen bütün alanlarda içerik oluşturmada aynı yönelimde.
HTML içerik geliştirme denildiğinde bu gün HTML5, JavaScript ve CSS kullanımı anlaşılmakta. Bu üçlü, salt statik içerik için değil ama aynı zamanda dinamik içeriğe sahip web uygulamalarının da altında yatan teknoloji. Bu teknoloji tabletler ve telefonlar için geliştirilen (mobil) uygulamalarında en çok kullanılan geliştirme yöntemi.
İçerik
geliştirme sonuç aldıkça, üretilen içeriğin yönetilmesi,
amaca uygun biçimde sunulması önem kazanmakta. İçerik yönetim
sistemleri (Content Management System CMS) bu noktada devreye
girmekte. İçeriğin, özgünleştirilmiş kullanıcı deneyimleri
sunacak tarzda sunulması, kolaylıkla yeni içerik eklenmesi kadar,
var olan içeriğin değiştirilmesi, genişletilmesi amacıyla CMS
kullanılmakta. Telerik Sitefinity, içerik yönetimi alanında
zengin imkanlar sunan bir ürün. Birden çok editörün aynı anda
(kendi sorumluluk sahaları içinde) içeriğe katkıda bulunmaları,
sahadan gelen kullanıcı deneyimlerine göre sunumu yeniden
şekillendirebilmelerine olanak tanıyor.
4.
Son Söz:
Eğitim
alanında ki emeğin verimli kullanımı, geçmiş üretimlerin
değerlendirilebilmesi, öğrencilerin eğitim içeriğine sınırsız
erişimi için, eğitim çabasında dijital teknolojilerin
kullanımının önemi açık. Ülkemiz gibi, genç nüfusa sahip,
eğitim ihtiyacı katlanarak büyüyen, bu alanda ki yatırımlarından
hızlı sonuçlar almaya zorunlu toplumlar için, bu konu gerçekten
yaşamsal önemde.
Türkiye, eğitim alanında kendine has ve çok başarılı olmuş projelere sahip. Açık öğretim, uzaktan eğitim alanında pek çok mütekabil ülkeye göre çok ilerde tecrübeler edinmiş durumda. Bu alanda ki deneyimlerin ileriye taşınabilmesi, yerel ölçekte projeler ile zenginleşebilmesi pek ala mümkün. Gereken ise, bu alanda vizyon sahibi, girişimci eğitim liderleri.
Türkiye, eğitim alanında kendine has ve çok başarılı olmuş projelere sahip. Açık öğretim, uzaktan eğitim alanında pek çok mütekabil ülkeye göre çok ilerde tecrübeler edinmiş durumda. Bu alanda ki deneyimlerin ileriye taşınabilmesi, yerel ölçekte projeler ile zenginleşebilmesi pek ala mümkün. Gereken ise, bu alanda vizyon sahibi, girişimci eğitim liderleri.
Güzel bir anlatım olmuş.
YanıtlaSilSilikon vadisindeki yöneticilerin çocuklarına teknolojisiz eğitim verilmesi konusunu hiç incelediniz mi? Dijital dünyanın tepesindeki kişiler bunlar...
Bana bayağı ilginç gelmişti...